T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ANKARA / SİNCAN - Yılmaz Balaban İşitme Engelliler Ortaokulu

ÇOCUK VE AKRAN EĞİTİMİ

Çocuklar, hayatı başkalarıyla, özellikle akranlarıyla ve kardeşleriyle daha çabuk öğrenirler. Çocukları paylaşımcı, sabırlı, uzlaşmacı, özgüvenli, girişken ve hayatı gerçekçi şekilde algılamalarını sağlayan akran ve kardeşlerdir. Çocukta diğerkâmlık kardeşlerin varlığıyla öğrenilir.

Evdeki oyuncakları odasına sığmazken, dışarda gördüğü yeni bir oyuncağı da ısrarla isteyip ebeveynine aldırır. Bu çocuklara anne-babalar zamanında sınır koymazlarsa, çocuklar kendi davranışlarına ve isteklerine dur demeyi de öğrenemiyorlar. Çocuk, evde tüm yaşamın merkezine oturduğundan, aşırı ilgi, kontrolsüz tatmin çocuğun kendisini abartılı benlik algısına yönlendirir.

Bir çocuk düşünün, bütün istekleri yerine getiriliyor. Evde tek başına ilgi odağı, anne baba adeta hizmetçi olmuş çocuğa hizmet ediyor. Bir sürü oyuncağı var, çarşıda markette istediği alınıyor. Bunun yanında çocuk yaptığı başarılardan dolayı aşırı övgü ve sevgi alıyor.

Anne baba çocuklarının gelecekleri için her türlü fedakârlığı yaparken, bütün servetini çocuğun isteği doğrultusunda kullanarak bazen bunu suçluluk duygusuyla da yapabilmektedir.

Çocuklar, hayatı başkalarıyla, özellikle akranlarıyla ve kardeşleriyle daha çabuk öğrenirler. Çocukları paylaşımcı, sabırlı, uzlaşmacı, özgüvenli, girişken ve hayatı gerçekçi şekilde algılamalarını sağlayan akran ve kardeşlerdir. Çocukta diğerkâmlık kardeşlerin varlığıyla öğrenilir.

Evdeki oyuncakları odasına sığmazken, dışarda gördüğü yeni bir oyuncağı da ısrarla isteyip ebeveynine aldırır. Bu çocuklara anne-babalar zamanında sınır koymazlarsa, çocuklar kendi davranışlarına ve isteklerine dur demeyi de öğrenemiyorlar. Çocuk, evde tüm yaşamın merkezine oturduğundan, aşırı ilgi, kontrolsüz tatmin çocuğun kendisini abartılı benlik algısına yönlendirir.

Bu durum çocuğun akran guruplarında problem yaşamasına neden olur. Çocuk, istekleri, kuralları akranları tarafından ısrarla yerine getirilsin ister.  Getirilmeyince şiddet uygulayabilir, akranlarına küsebilir veya akranları tarafından dışlanabilir. Çocuk nasıl anne babası tarafından tüm istekleri yerine getiriliyorsa akranları tarafından da getirilsin ister. Hatta bunu öğretmenlerinden bile beklerler.

Evde sürekli tatmin edilen, sürekli övülen, sürekli mazur görülen çocuk topluma girmeye başladığında aynı davranışları göremeyecektir. Akranları çocuğu sınırlar, okul çocuğun uyması gereken kurallar koyar. Sınıf ortamında sınırlılıklarını, yetersizliklerini görür. O güne kadar alıştığı yaşamla tamamen karşıt olan sosyal ortam çocuğu çözemeyeceği çatışmalara götürür. Anne-babalar çocuklarına çözüm ararken bile gerçekçi yaklaşımlar sergilemezse çocuğun çatışmaları derinleşir.

İlk çocuk olabilir, tek çocuk olabilir, zor sahip olunmuş çocuk olabilir, en küçük çocuk olabilir, tek erkek veya kız çocuk olabilir fark etmez; çocuk sahibi olan ailelere tavsiyemiz öncelikle çocuklarının her isteğini yerine getirmemeleridir. Çocuğa konulan sınırlar onun elinde olanla yetinmesini, onu daha iyi kullanmasını hatta yaratıcı düşünme gücünü artırır. Çocuğun evdeki sınırı onun benliğine zarar vermez. Bilakis sınırlandığında ne yapması gerektiğini öğrenir, uyum sağlamayı kavrar.

Çocuklar, hayır kabullenmek istemezler. Hayatta kişinin özgürlüğünün sınırı başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter. Çocuğunuz misafirliğe gittiğiniz evde isteği bir şeyi alamadığı için sizi zor durumda bırakacak davranışlar sergilemesini istemezsiniz. İşte bu çocuğunuza hayırı evde öğretmenizle başlar.

Çocuklar daha 8-9 aylıkken hayırı öğrenmeye başlayabilir. 1,5 – 2 yaş arasında hayır karşısında sergileyeceği ağlama, kendini yerlere atma gibi davranışlarına kayıtsız kalın. Göreceksiniz ki bir süre sonra çocuğunuz hayır dediğinizde buna uyum sağlamış olacaktır.

Çocuğun başka çocuklarla uyum sağlaması için erken yaşta akran eğitimine başlaması gereklidir. Bunun için 3 yaşında kreşlere gitmesi, oyun guruplarına katılması yeterli olabilmektedir. Kendisine makul sınırlar konulan, akran eğitimi alan bir çocuk, göreceksiniz ki okul çağına geldiğinde diğer akranlarından daha olgun kişilik geliştirmiş olacaktır. Bu durum hem sizin hem de çevrenin övüncü olabilir.

Eğer tüm bunları yapmakta gecikmişseniz mutlaka bir uzman yardımı alın. Sağlıklı bir çocuk demek hastalıklara karşı dirençli bir vücut yapısına sahip olan çocuk demek değildir sadece. Sağlıklı çocuk aynı zamanda ruh sağlığı, kişilik yapısı ve benlik algısı da yerinde olan çocuk demektir.

Mahir KILIÇOĞLU

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 18.02.2021 - Güncelleme: 18.02.2021 03:21 - Görüntülenme: 303
  Beğen | 0  kişi beğendi